Yıl
Bölge
Faalİyet Türü
Mevsİm
Kaza Sebebİ
11-02-2006
Niğde - Aladağlar
4
1
HÜDDOSK kamuoyu açıklamasından aynen alınmıştır :
“…Ekip saat 7:50’de, önde 10 (Altay Özcan, Çagrı Ürünay, Soner Kolçak, Selahattin Günen, Zümrüt Isık, Dilsat çöz, Reyhan Sönmez, Filiz Saral, Barıs Ates, Dervis Kızıltepe), 20 metre arkalarından 2 (Bahar Ural, Nilgün Acar) ve 150 metre arkalarından 2 (Serpil Baybörü, Hakan Moda) kisi tesadüfi dizilimiyle, vadi tabanına paralel olarak takriben tabanın 10 metre üzerinde hareket etmektedir. Ekip, sol yamaçta muhtemel riskleri bertaraf etmek amacıyla dik olarak yükselmeye baslamıstır. Ilk birkaç adımdan sonra, önce bölgesel bir çökme, ardından 30 metre yukarıdan, yan yana iki ayrı tabakanın (2 metre kalınlıgında ve toplam 150 metre eninde), birbirlerini tetikleyerek, hareket etmeleriyle olusan çıg ile asagıya dogru yaklasık 40 metre sürüklenmistir. En arkadan gelen 2 kisi (Serpil Baybörü, Hakan Moda) dışında tüm ekip çığa maruz kalmıştır. Çığ altında kalan 12 kisiden Selahattin Günen ve Dervis Kızıltepe kendi çabalarıyla kurtulmayı başarmıslardır. Bu dörtlü, ivedilikle kazazedelerin yerlerini belirlemeye çalışmış ve yüzeye yakın olup herhangi bir uzvu dışarıda olan 5 kazazedeyi (Barış Ates, Reyhan Sönmez, Çağrı Ürünay, Dilşad içöz, Altay Özcan) çığ altından çıkarmışlardır. Gruptan Çağrı Ürünay, kazayı yetkililere bildirmek ve yardım çağırmak üzere cep telefonunun çektigi bir noktaya gönderilmis, saat 09:00’da yardım çağrısı ulaştırmayı başarmıstır.
Kazanın oluşumundan 20 dakika sonra Filiz Saral bulunmuş ve kar altından bilinci kapalı halde çıkartılmıstır. Selahattin Günen tarafından yapılan 5 dakikalık suni solunum sonunda kornea refleksi, pupil refleksi ile solunum ve nabız değerleri normale dönmüstür. Bulunduğu anda kalp atımı tespit edildigi için kalp masajı yapılmamıştır. Bu esnada ekibin diger üyeleri 2 kürek ve batonlar yardımıyla çığ altında kalan 4 kişiyi aramaya devam etmişlerdir. Kazanın olusundan 50 dakika sonra Bahar Ural ve Nilgun Acar’a ulasılmıs, ancak Selahattin Günen ve Barıs Ates ile Altay Özcan ve Reyhan Sönmez tarafından uygulanan kardiyopulmoner resusitasyona (kalp masajı ve suni solunum) 30 dakika kadar devam edilmesine ragmen kazazedelerde hayat emareleri görülmemesi üzerine uygulanan hayata döndürme çalışmaları durdurulmuş ve diğer 2 kazazedeyi (Soner Kolçak, Zümrüt Isık) arama çalışmalarına ağırlık verilmiştir. Kazazedeler Filiz Saral ve Dilsad İçöz’de hipotermi belirtilerinin baslaması, dönüs yolundaki olası çıg etaplarının günesin yükselmesiyle beraber artan risk içermesi, grubun genel psikolojik durumunun dönüsü tehlikeye sokacak bir noktaya ulasması ve bulunamayan iki kazazededen ümidin kesilmesi nedeniyle arama-kurtarma çalısması kazanın olusumundan yaklasık 2 saat sonra sona erdirilmiş ve cesetlerin bulunduğu noktada kerteriz alınarak batonla isaretleme yapılmıştır.
Olay yerinden hareket eden ekip saat 11:00 sularında kamp yerlerine dönmüstür. Kamuoyunun bilgisinde de oldugu gibi çeşitli arama kurtarma ekipleri bölgeye intikal edip arama çalışmalarını yürütmüş, ekip arkadaşlarımızın bulduğu iki kisi ile birlikte kar altından diğer iki kazazedeyi de çıkarıp söz konusu dört naaşı helikopterle nakletmiştir. Bilinmesi gerekir ki ; Dagcılık, riskleri sıfırlanamaz bir spordur. Asıl olan riskleri en aza indirebilmektir. Her dağcı bunun bilinci ile daglara gitmektedir. Kazadan hemen sonra gerek arama kurtarma çalışmalarına katılarak gerekse sair desteklerle acımızı paylasan aşagıda listelenen kurumlara minnettarlığımızı bildiririz;…”
Devamı ...
11-02-2006
Niğde - Aladağlar
4
1
HÜDDOSK kamuoyu açıklamasından aynen alınmıştır :
“…Ekip saat 7:50’de, önde 10 (Altay Özcan, Çagrı Ürünay, Soner Kolçak, Selahattin Günen, Zümrüt Isık, Dilsat çöz, Reyhan Sönmez, Filiz Saral, Barıs Ates, Dervis Kızıltepe), 20 metre arkalarından 2 (Bahar Ural, Nilgün Acar) ve 150 metre arkalarından 2 (Serpil Baybörü, Hakan Moda) kisi tesadüfi dizilimiyle, vadi tabanına paralel olarak takriben tabanın 10 metre üzerinde hareket etmektedir. Ekip, sol yamaçta muhtemel riskleri bertaraf etmek amacıyla dik olarak yükselmeye baslamıstır. Ilk birkaç adımdan sonra, önce bölgesel bir çökme, ardından 30 metre yukarıdan, yan yana iki ayrı tabakanın (2 metre kalınlıgında ve toplam 150 metre eninde), birbirlerini tetikleyerek, hareket etmeleriyle olusan çıg ile asagıya dogru yaklasık 40 metre sürüklenmistir. En arkadan gelen 2 kisi (Serpil Baybörü, Hakan Moda) dışında tüm ekip çığa maruz kalmıştır. Çığ altında kalan 12 kisiden Selahattin Günen ve Dervis Kızıltepe kendi çabalarıyla kurtulmayı başarmıslardır. Bu dörtlü, ivedilikle kazazedelerin yerlerini belirlemeye çalışmış ve yüzeye yakın olup herhangi bir uzvu dışarıda olan 5 kazazedeyi (Barış Ates, Reyhan Sönmez, Çağrı Ürünay, Dilşad içöz, Altay Özcan) çığ altından çıkarmışlardır. Gruptan Çağrı Ürünay, kazayı yetkililere bildirmek ve yardım çağırmak üzere cep telefonunun çektigi bir noktaya gönderilmis, saat 09:00’da yardım çağrısı ulaştırmayı başarmıstır.
Kazanın oluşumundan 20 dakika sonra Filiz Saral bulunmuş ve kar altından bilinci kapalı halde çıkartılmıstır. Selahattin Günen tarafından yapılan 5 dakikalık suni solunum sonunda kornea refleksi, pupil refleksi ile solunum ve nabız değerleri normale dönmüstür. Bulunduğu anda kalp atımı tespit edildigi için kalp masajı yapılmamıştır. Bu esnada ekibin diger üyeleri 2 kürek ve batonlar yardımıyla çığ altında kalan 4 kişiyi aramaya devam etmişlerdir. Kazanın olusundan 50 dakika sonra Bahar Ural ve Nilgun Acar’a ulasılmıs, ancak Selahattin Günen ve Barıs Ates ile Altay Özcan ve Reyhan Sönmez tarafından uygulanan kardiyopulmoner resusitasyona (kalp masajı ve suni solunum) 30 dakika kadar devam edilmesine ragmen kazazedelerde hayat emareleri görülmemesi üzerine uygulanan hayata döndürme çalışmaları durdurulmuş ve diğer 2 kazazedeyi (Soner Kolçak, Zümrüt Isık) arama çalışmalarına ağırlık verilmiştir. Kazazedeler Filiz Saral ve Dilsad İçöz’de hipotermi belirtilerinin baslaması, dönüs yolundaki olası çıg etaplarının günesin yükselmesiyle beraber artan risk içermesi, grubun genel psikolojik durumunun dönüsü tehlikeye sokacak bir noktaya ulasması ve bulunamayan iki kazazededen ümidin kesilmesi nedeniyle arama-kurtarma çalısması kazanın olusumundan yaklasık 2 saat sonra sona erdirilmiş ve cesetlerin bulunduğu noktada kerteriz alınarak batonla isaretleme yapılmıştır.
Olay yerinden hareket eden ekip saat 11:00 sularında kamp yerlerine dönmüstür. Kamuoyunun bilgisinde de oldugu gibi çeşitli arama kurtarma ekipleri bölgeye intikal edip arama çalışmalarını yürütmüş, ekip arkadaşlarımızın bulduğu iki kisi ile birlikte kar altından diğer iki kazazedeyi de çıkarıp söz konusu dört naaşı helikopterle nakletmiştir. Bilinmesi gerekir ki ; Dagcılık, riskleri sıfırlanamaz bir spordur. Asıl olan riskleri en aza indirebilmektir. Her dağcı bunun bilinci ile daglara gitmektedir. Kazadan hemen sonra gerek arama kurtarma çalışmalarına katılarak gerekse sair desteklerle acımızı paylasan aşagıda listelenen kurumlara minnettarlığımızı bildiririz;…”
Devamı ...
11-02-2006
Niğde - Aladağlar
4
1
HÜDDOSK kamuoyu açıklamasından aynen alınmıştır :
“…Ekip saat 7:50’de, önde 10 (Altay Özcan, Çagrı Ürünay, Soner Kolçak, Selahattin Günen, Zümrüt Isık, Dilsat çöz, Reyhan Sönmez, Filiz Saral, Barıs Ates, Dervis Kızıltepe), 20 metre arkalarından 2 (Bahar Ural, Nilgün Acar) ve 150 metre arkalarından 2 (Serpil Baybörü, Hakan Moda) kisi tesadüfi dizilimiyle, vadi tabanına paralel olarak takriben tabanın 10 metre üzerinde hareket etmektedir. Ekip, sol yamaçta muhtemel riskleri bertaraf etmek amacıyla dik olarak yükselmeye baslamıstır. Ilk birkaç adımdan sonra, önce bölgesel bir çökme, ardından 30 metre yukarıdan, yan yana iki ayrı tabakanın (2 metre kalınlıgında ve toplam 150 metre eninde), birbirlerini tetikleyerek, hareket etmeleriyle olusan çıg ile asagıya dogru yaklasık 40 metre sürüklenmistir. En arkadan gelen 2 kisi (Serpil Baybörü, Hakan Moda) dışında tüm ekip çığa maruz kalmıştır. Çığ altında kalan 12 kisiden Selahattin Günen ve Dervis Kızıltepe kendi çabalarıyla kurtulmayı başarmıslardır. Bu dörtlü, ivedilikle kazazedelerin yerlerini belirlemeye çalışmış ve yüzeye yakın olup herhangi bir uzvu dışarıda olan 5 kazazedeyi (Barış Ates, Reyhan Sönmez, Çağrı Ürünay, Dilşad içöz, Altay Özcan) çığ altından çıkarmışlardır. Gruptan Çağrı Ürünay, kazayı yetkililere bildirmek ve yardım çağırmak üzere cep telefonunun çektigi bir noktaya gönderilmis, saat 09:00’da yardım çağrısı ulaştırmayı başarmıstır.
Kazanın oluşumundan 20 dakika sonra Filiz Saral bulunmuş ve kar altından bilinci kapalı halde çıkartılmıstır. Selahattin Günen tarafından yapılan 5 dakikalık suni solunum sonunda kornea refleksi, pupil refleksi ile solunum ve nabız değerleri normale dönmüstür. Bulunduğu anda kalp atımı tespit edildigi için kalp masajı yapılmamıştır. Bu esnada ekibin diger üyeleri 2 kürek ve batonlar yardımıyla çığ altında kalan 4 kişiyi aramaya devam etmişlerdir. Kazanın olusundan 50 dakika sonra Bahar Ural ve Nilgun Acar’a ulasılmıs, ancak Selahattin Günen ve Barıs Ates ile Altay Özcan ve Reyhan Sönmez tarafından uygulanan kardiyopulmoner resusitasyona (kalp masajı ve suni solunum) 30 dakika kadar devam edilmesine ragmen kazazedelerde hayat emareleri görülmemesi üzerine uygulanan hayata döndürme çalışmaları durdurulmuş ve diğer 2 kazazedeyi (Soner Kolçak, Zümrüt Isık) arama çalışmalarına ağırlık verilmiştir. Kazazedeler Filiz Saral ve Dilsad İçöz’de hipotermi belirtilerinin baslaması, dönüs yolundaki olası çıg etaplarının günesin yükselmesiyle beraber artan risk içermesi, grubun genel psikolojik durumunun dönüsü tehlikeye sokacak bir noktaya ulasması ve bulunamayan iki kazazededen ümidin kesilmesi nedeniyle arama-kurtarma çalısması kazanın olusumundan yaklasık 2 saat sonra sona erdirilmiş ve cesetlerin bulunduğu noktada kerteriz alınarak batonla isaretleme yapılmıştır.
Olay yerinden hareket eden ekip saat 11:00 sularında kamp yerlerine dönmüstür. Kamuoyunun bilgisinde de oldugu gibi çeşitli arama kurtarma ekipleri bölgeye intikal edip arama çalışmalarını yürütmüş, ekip arkadaşlarımızın bulduğu iki kisi ile birlikte kar altından diğer iki kazazedeyi de çıkarıp söz konusu dört naaşı helikopterle nakletmiştir. Bilinmesi gerekir ki ; Dagcılık, riskleri sıfırlanamaz bir spordur. Asıl olan riskleri en aza indirebilmektir. Her dağcı bunun bilinci ile daglara gitmektedir. Kazadan hemen sonra gerek arama kurtarma çalışmalarına katılarak gerekse sair desteklerle acımızı paylasan aşagıda listelenen kurumlara minnettarlığımızı bildiririz;…”
Devamı ...
14-08-2005
Bursa - Kestel
1
1
Bölgede aynı anda tırmanış’ta bulunan, Sn. Bülent AKTAŞ’ın mailinden aynen alınmıştır :
Değerli dağcı dostlar
14 Ağustos Pazar günü Bursa Narlıdere köyündeki kayalıklarda tırmanış ve spor rota açma çalışması yaparken hazin bir kaza sonucu, Ömer Kalkanlı hayatını kaybetti.
Olay saat 14:30 sularında köyün karşı tarafındaki büyük kayalıkların köylülerin deyimiyle odalar mevkiinde oldu. Yeni bir sektör olarak orayı keşfetmişti Ömer o gün sabahta yeni açmış olduğu başka bir rotada tırmandık. daha sonra öğle aradan sonra açılacak rota yerini belirledik. Yemek ve çay faslından sonra boltlamaya başlıyacaktık. Ben bu arada siz otururken diğer taraftaki tırmanan arkadaşlara bi uğrayıp geleyim başlarız dedim. Yarım saat kırkbeş dakika sonra geri geldiğimde Ömerle Onur yukarı çıkıp sistemi kurmuşlardı bile ve Ömer Onur'u üstten emniyetli olarak indiriyordu. Onur da rota temizliği yapıyordu. Tamam indir dediği sırada hızla aşağı inmeye başladı ne oluyor diyemeden yukarıdan bir bağırtıyla birlikte devasa bir kaya bloğunun koptuğunu gördük biz rotanın altında aşağıdaydık ve kaçışmaya başladık ve bloğun peşine Ömerinde aşağı düştüğünü gördüm. Blokla beraber düştüğünden ve zemin aşağı doğru eğimli olduğundan bir süre aşağı doğru yuvarlandı ve bir kaya bolğunun arasında durdu. Hemen yanına koştum. Nabzı vardı bir süre sonra solunum gelmeye başladı fakat yaraları çok kötüydü. Kafa kısmında çok derin yara, sağ ayağında açık kırık, sağ kolunda parçalı kırıklar vardı. Hemen 112 yi aradık orada ilk müdahaleyi yapmaya çalıştık. Bu arada Onur'un durumunun iyi olduğunu anladık ve Ömer’e yoğunlaştık. Ambulans geldi .Doktor ve Sedyeyi yukarı aldık. Ömeri bulunduğu yerde sedyeye aldık ve hemen aşağı indirmeye başladık. Arazi çok kötü olduğundan çok zorlu bir iniş oldu. Ambulansa koyduk ve müdahale devam etti. Hastaneye gittik bir sürede hastanede müdahale edildi fakat acı haberi vermekte gecikmediler.
Olayın olmasındaki neden, yukarıdaki emniyet sisteminin tek bloktan alınması idi. Orada hangimiz olsak büyük olasılıkla aynı sistemi kuracaktık. Ve Ömer de öyle yapmıştı bloğun büyüklüğüne güvenip ve hatta yukarıda küçük bir de test yapıp öyle kurmuştu sistemini . Blok gidince, kendisi de bloğa bağlı olduğundan gücü durdurmaya yetmemişti. Ama sanırım durumu fark edip Onur’un hayatını kurtarmayı başarmıştı . Çünkü onun hızlı da olsa sağ salim aşağı inmesine yetecek refleksi göstermişti . Olayla ilgili anlatacaklarım bu kadar. Daha sonra başka yerlerde de yazılacak ayrıntılar. Tekrar hepimizin başı sağolsun
Ömer Kalkanlı; Büyükdemirkazık Kış, Devamend Kış çıkışları var. Küçükdemirkazık-- Kaldı—Emler--Direktaş--Kızılkaya--Çağalınbaşı--Beşparmak—Lahitkaya--Vayvay ve çevresindeki diğer zirvelerde, Uludağ, Erciyes ve Avrupa Alplerinde Tacul çıkışı - Mont Blanc v.b. Çıkışı var. Daha çok spor tırmanış bahçelerine gitti…Narlıdere…Anavarza…Kaynaklar…Balıklayalar…Pelitözü…Geyikbayırı gibi bir çok spor tırmanış alanında tırmandığı spor rotalar var.. Bursa’da boulder kayalıklarına gittiği ve yeni sektörler açtığı biliniyor.
Yine Narlıdere’ de yeni sektörlerin açılmasında ve yeni rotalar açılmasında büyük katkılarda bulunmuş, insanlarla bağlantı kurup rota açılmasını sağlamıştır.
Devamı ...
14-08-2005
Bursa - Kestel
1
1
Bölgede aynı anda tırmanış’ta bulunan, Sn. Bülent AKTAŞ’ın mailinden aynen alınmıştır :
Değerli dağcı dostlar
14 Ağustos Pazar günü Bursa Narlıdere köyündeki kayalıklarda tırmanış ve spor rota açma çalışması yaparken hazin bir kaza sonucu, Ömer Kalkanlı hayatını kaybetti.
Olay saat 14:30 sularında köyün karşı tarafındaki büyük kayalıkların köylülerin deyimiyle odalar mevkiinde oldu. Yeni bir sektör olarak orayı keşfetmişti Ömer o gün sabahta yeni açmış olduğu başka bir rotada tırmandık. daha sonra öğle aradan sonra açılacak rota yerini belirledik. Yemek ve çay faslından sonra boltlamaya başlıyacaktık. Ben bu arada siz otururken diğer taraftaki tırmanan arkadaşlara bi uğrayıp geleyim başlarız dedim. Yarım saat kırkbeş dakika sonra geri geldiğimde Ömerle Onur yukarı çıkıp sistemi kurmuşlardı bile ve Ömer Onur'u üstten emniyetli olarak indiriyordu. Onur da rota temizliği yapıyordu. Tamam indir dediği sırada hızla aşağı inmeye başladı ne oluyor diyemeden yukarıdan bir bağırtıyla birlikte devasa bir kaya bloğunun koptuğunu gördük biz rotanın altında aşağıdaydık ve kaçışmaya başladık ve bloğun peşine Ömerinde aşağı düştüğünü gördüm. Blokla beraber düştüğünden ve zemin aşağı doğru eğimli olduğundan bir süre aşağı doğru yuvarlandı ve bir kaya bolğunun arasında durdu. Hemen yanına koştum. Nabzı vardı bir süre sonra solunum gelmeye başladı fakat yaraları çok kötüydü. Kafa kısmında çok derin yara, sağ ayağında açık kırık, sağ kolunda parçalı kırıklar vardı. Hemen 112 yi aradık orada ilk müdahaleyi yapmaya çalıştık. Bu arada Onur'un durumunun iyi olduğunu anladık ve Ömer’e yoğunlaştık. Ambulans geldi .Doktor ve Sedyeyi yukarı aldık. Ömeri bulunduğu yerde sedyeye aldık ve hemen aşağı indirmeye başladık. Arazi çok kötü olduğundan çok zorlu bir iniş oldu. Ambulansa koyduk ve müdahale devam etti. Hastaneye gittik bir sürede hastanede müdahale edildi fakat acı haberi vermekte gecikmediler.
Olayın olmasındaki neden, yukarıdaki emniyet sisteminin tek bloktan alınması idi. Orada hangimiz olsak büyük olasılıkla aynı sistemi kuracaktık. Ve Ömer de öyle yapmıştı bloğun büyüklüğüne güvenip ve hatta yukarıda küçük bir de test yapıp öyle kurmuştu sistemini . Blok gidince, kendisi de bloğa bağlı olduğundan gücü durdurmaya yetmemişti. Ama sanırım durumu fark edip Onur’un hayatını kurtarmayı başarmıştı . Çünkü onun hızlı da olsa sağ salim aşağı inmesine yetecek refleksi göstermişti . Olayla ilgili anlatacaklarım bu kadar. Daha sonra başka yerlerde de yazılacak ayrıntılar. Tekrar hepimizin başı sağolsun
Ömer Kalkanlı; Büyükdemirkazık Kış, Devamend Kış çıkışları var. Küçükdemirkazık-- Kaldı—Emler--Direktaş--Kızılkaya--Çağalınbaşı--Beşparmak—Lahitkaya--Vayvay ve çevresindeki diğer zirvelerde, Uludağ, Erciyes ve Avrupa Alplerinde Tacul çıkışı - Mont Blanc v.b. Çıkışı var. Daha çok spor tırmanış bahçelerine gitti…Narlıdere…Anavarza…Kaynaklar…Balıklayalar…Pelitözü…Geyikbayırı gibi bir çok spor tırmanış alanında tırmandığı spor rotalar var.. Bursa’da boulder kayalıklarına gittiği ve yeni sektörler açtığı biliniyor.
Yine Narlıdere’ de yeni sektörlerin açılmasında ve yeni rotalar açılmasında büyük katkılarda bulunmuş, insanlarla bağlantı kurup rota açılmasını sağlamıştır.
Devamı ...
14-08-2005
Bursa - Kestel
1
1
Bölgede aynı anda tırmanış’ta bulunan, Sn. Bülent AKTAŞ’ın mailinden aynen alınmıştır :
Değerli dağcı dostlar
14 Ağustos Pazar günü Bursa Narlıdere köyündeki kayalıklarda tırmanış ve spor rota açma çalışması yaparken hazin bir kaza sonucu, Ömer Kalkanlı hayatını kaybetti.
Olay saat 14:30 sularında köyün karşı tarafındaki büyük kayalıkların köylülerin deyimiyle odalar mevkiinde oldu. Yeni bir sektör olarak orayı keşfetmişti Ömer o gün sabahta yeni açmış olduğu başka bir rotada tırmandık. daha sonra öğle aradan sonra açılacak rota yerini belirledik. Yemek ve çay faslından sonra boltlamaya başlıyacaktık. Ben bu arada siz otururken diğer taraftaki tırmanan arkadaşlara bi uğrayıp geleyim başlarız dedim. Yarım saat kırkbeş dakika sonra geri geldiğimde Ömerle Onur yukarı çıkıp sistemi kurmuşlardı bile ve Ömer Onur'u üstten emniyetli olarak indiriyordu. Onur da rota temizliği yapıyordu. Tamam indir dediği sırada hızla aşağı inmeye başladı ne oluyor diyemeden yukarıdan bir bağırtıyla birlikte devasa bir kaya bloğunun koptuğunu gördük biz rotanın altında aşağıdaydık ve kaçışmaya başladık ve bloğun peşine Ömerinde aşağı düştüğünü gördüm. Blokla beraber düştüğünden ve zemin aşağı doğru eğimli olduğundan bir süre aşağı doğru yuvarlandı ve bir kaya bolğunun arasında durdu. Hemen yanına koştum. Nabzı vardı bir süre sonra solunum gelmeye başladı fakat yaraları çok kötüydü. Kafa kısmında çok derin yara, sağ ayağında açık kırık, sağ kolunda parçalı kırıklar vardı. Hemen 112 yi aradık orada ilk müdahaleyi yapmaya çalıştık. Bu arada Onur'un durumunun iyi olduğunu anladık ve Ömer’e yoğunlaştık. Ambulans geldi .Doktor ve Sedyeyi yukarı aldık. Ömeri bulunduğu yerde sedyeye aldık ve hemen aşağı indirmeye başladık. Arazi çok kötü olduğundan çok zorlu bir iniş oldu. Ambulansa koyduk ve müdahale devam etti. Hastaneye gittik bir sürede hastanede müdahale edildi fakat acı haberi vermekte gecikmediler.
Olayın olmasındaki neden, yukarıdaki emniyet sisteminin tek bloktan alınması idi. Orada hangimiz olsak büyük olasılıkla aynı sistemi kuracaktık. Ve Ömer de öyle yapmıştı bloğun büyüklüğüne güvenip ve hatta yukarıda küçük bir de test yapıp öyle kurmuştu sistemini . Blok gidince, kendisi de bloğa bağlı olduğundan gücü durdurmaya yetmemişti. Ama sanırım durumu fark edip Onur’un hayatını kurtarmayı başarmıştı . Çünkü onun hızlı da olsa sağ salim aşağı inmesine yetecek refleksi göstermişti . Olayla ilgili anlatacaklarım bu kadar. Daha sonra başka yerlerde de yazılacak ayrıntılar. Tekrar hepimizin başı sağolsun
Ömer Kalkanlı; Büyükdemirkazık Kış, Devamend Kış çıkışları var. Küçükdemirkazık-- Kaldı—Emler--Direktaş--Kızılkaya--Çağalınbaşı--Beşparmak—Lahitkaya--Vayvay ve çevresindeki diğer zirvelerde, Uludağ, Erciyes ve Avrupa Alplerinde Tacul çıkışı - Mont Blanc v.b. Çıkışı var. Daha çok spor tırmanış bahçelerine gitti…Narlıdere…Anavarza…Kaynaklar…Balıklayalar…Pelitözü…Geyikbayırı gibi bir çok spor tırmanış alanında tırmandığı spor rotalar var.. Bursa’da boulder kayalıklarına gittiği ve yeni sektörler açtığı biliniyor.
Yine Narlıdere’ de yeni sektörlerin açılmasında ve yeni rotalar açılmasında büyük katkılarda bulunmuş, insanlarla bağlantı kurup rota açılmasını sağlamıştır.
Devamı ...
17-08-2004
Kırgızistan - Pobeda Dağı
1
-
Bölgede aynı anda tırmanış’ta bulunan, Robert Schneider’in Sn. Tunç FINDIK ile paylaştığı gözlemleri :
Wassili, aAexandr, Afi Gigani (georgian mountaineer) me and Ali Hakan started to climb Pobeda, Ali shared the tent with Wassili and Alexandr, I with afi. We went to camp 1 the first day, camp 3 the second and camp 5 the last. Ali was very slow, always 3 to 5 hours after us; but he always went on. We summited on day 4, and convinced Ali, who was very slow 200 meters below the summit, to come back with us. The next day we descended from camp 5 on the ridge near the west summit. Afi was very fast first, i went after him, after me Wassili and Alex, Ali was going very slow, we waited in the snow cave a long time for him, but he never came. Then a Russian team came down, they said they had seen Ali descending and suddenly falling around 6750 meters (last rockband) He fell down the north face. We looked for the body (next day with helicopter) but couldn’t find it (snow always comes down the face, there are several bergshrounds...hard to find somebody).
I guess some questions remain: Ali was very slow, we hoped he would turn round himself, we tried to wait but, we got too cold, he had not hired Wassili and Alex as guides so they went ahead very often.... But even if we had
been going with him slowly I think we could not have avoided the accident because on this ground, you don't belay, just carefully walk down and use the fixed ropes, if one step is wrong you fall.. .Hope this explains things a bit for Ali’s friends in Turkey, till soon!
Diğer Dostlarından gelen mailler ve ipuçları :
Son 5 aydaki hırslı kilo verme ve Sniejni Pars olma tutkusu . Sürantrene ( Overtraining ) olmuş olma ihtimali ..
Devamı ...
17-08-2004
Kırgızistan - Pobeda Dağı
1
-
Bölgede aynı anda tırmanış’ta bulunan, Robert Schneider’in Sn. Tunç FINDIK ile paylaştığı gözlemleri :
Wassili, aAexandr, Afi Gigani (georgian mountaineer) me and Ali Hakan started to climb Pobeda, Ali shared the tent with Wassili and Alexandr, I with afi. We went to camp 1 the first day, camp 3 the second and camp 5 the last. Ali was very slow, always 3 to 5 hours after us; but he always went on. We summited on day 4, and convinced Ali, who was very slow 200 meters below the summit, to come back with us. The next day we descended from camp 5 on the ridge near the west summit. Afi was very fast first, i went after him, after me Wassili and Alex, Ali was going very slow, we waited in the snow cave a long time for him, but he never came. Then a Russian team came down, they said they had seen Ali descending and suddenly falling around 6750 meters (last rockband) He fell down the north face. We looked for the body (next day with helicopter) but couldn’t find it (snow always comes down the face, there are several bergshrounds...hard to find somebody).
I guess some questions remain: Ali was very slow, we hoped he would turn round himself, we tried to wait but, we got too cold, he had not hired Wassili and Alex as guides so they went ahead very often.... But even if we had
been going with him slowly I think we could not have avoided the accident because on this ground, you don't belay, just carefully walk down and use the fixed ropes, if one step is wrong you fall.. .Hope this explains things a bit for Ali’s friends in Turkey, till soon!
Diğer Dostlarından gelen mailler ve ipuçları :
Son 5 aydaki hırslı kilo verme ve Sniejni Pars olma tutkusu . Sürantrene ( Overtraining ) olmuş olma ihtimali ..
Devamı ...
07-08-2003
Niğde - Aladağlar
1
-
Sn. Tunç FINDIK’ın YTUDAK e-posta grubundan paylaştığı kaza raporudur :
7 Ağustos günü üç kişilik ekibimizle (ben Tunç Fındık, Kürşat Avcı ve kamp ekibi olarak bizimle gelen arkadaşımız Serdar Güner) Cimbar Boğazı- Dipsizgöl kamp yerine vardık. 8 Ağustos günü saat 05.45 sularında Aladağlar Demirkazık Dağı Kuzey duvarı tırmanışına başladık. Tırmanış öğleden sonra saat üç sularına kadar sorunsuz geçti; rotadaki tüm dik ve zor etapları tırmanarak zirveden yaklasik uc ip boyu (yaklaşık 120-140 metre) aşağıya ulaştık. Rotayı tırmananlar bilir; burada rota biraz yatar ve derin, çürük, içi buz dolu kulvarları izler. Bu kulvarın biraz dikleştiği yerde Kürşat lider tırmanırken ben de istasyona bağlıydım ve ona ip veriyordum. Kürşat benden 12-15 metre kadar yükselmişti. Ancak arkadaşımın tuttuğu oldukça büyük bir kaya (kabaca, yaklaşık 1 metreye 1.5 metre ebatlarında bir dikdörtgen diyebilirim) bir anda yuvarlanmaya başladı ve ona vurdu; büyük bir taş heyelanı ile Kürşat kulvarda taklalar atarak düştü; ben onu iple tutup durdurana kadar toplamda 30 metreye yakin düştü. Yaraları ve kanaması büyük olduğu için ilkyardım çabalarım sonuca ulaşamadı; Kürşat soka girip hayatini kaybetti. Bu noktada arkadaşımı mümkün olduğunca güvenli bir tarzda sabitleyip, kampa ulaşabilmek üzere tırmanmaya devam ettim ve zirveden klasik güneydoğu sırtı rotasını (külah) ve doğu çarsağını izleyerek Dipsizgöl oba yerindeki kampımıza inebildim. Ancak yorgunluk ve stres nedeniyle buradan dağevine inme seçeneğini kullanmadım ve geceyi kampta geçirdim.. Dağevine ancak ertesi sabah vardım.
Devamı ...
07-08-2003
Niğde - Aladağlar
1
-
Sn. Tunç FINDIK’ın YTUDAK e-posta grubundan paylaştığı kaza raporudur :
7 Ağustos günü üç kişilik ekibimizle (ben Tunç Fındık, Kürşat Avcı ve kamp ekibi olarak bizimle gelen arkadaşımız Serdar Güner) Cimbar Boğazı- Dipsizgöl kamp yerine vardık. 8 Ağustos günü saat 05.45 sularında Aladağlar Demirkazık Dağı Kuzey duvarı tırmanışına başladık. Tırmanış öğleden sonra saat üç sularına kadar sorunsuz geçti; rotadaki tüm dik ve zor etapları tırmanarak zirveden yaklasik uc ip boyu (yaklaşık 120-140 metre) aşağıya ulaştık. Rotayı tırmananlar bilir; burada rota biraz yatar ve derin, çürük, içi buz dolu kulvarları izler. Bu kulvarın biraz dikleştiği yerde Kürşat lider tırmanırken ben de istasyona bağlıydım ve ona ip veriyordum. Kürşat benden 12-15 metre kadar yükselmişti. Ancak arkadaşımın tuttuğu oldukça büyük bir kaya (kabaca, yaklaşık 1 metreye 1.5 metre ebatlarında bir dikdörtgen diyebilirim) bir anda yuvarlanmaya başladı ve ona vurdu; büyük bir taş heyelanı ile Kürşat kulvarda taklalar atarak düştü; ben onu iple tutup durdurana kadar toplamda 30 metreye yakin düştü. Yaraları ve kanaması büyük olduğu için ilkyardım çabalarım sonuca ulaşamadı; Kürşat soka girip hayatini kaybetti. Bu noktada arkadaşımı mümkün olduğunca güvenli bir tarzda sabitleyip, kampa ulaşabilmek üzere tırmanmaya devam ettim ve zirveden klasik güneydoğu sırtı rotasını (külah) ve doğu çarsağını izleyerek Dipsizgöl oba yerindeki kampımıza inebildim. Ancak yorgunluk ve stres nedeniyle buradan dağevine inme seçeneğini kullanmadım ve geceyi kampta geçirdim.. Dağevine ancak ertesi sabah vardım.
Devamı ...
02-07-2003
Kırgızistan - Ala Arça Milli Parkı
1
-
Uğur Uluocak, Haldun Ülkenli, Alper Işın Duran’dan oluşan ekip, Ala Arça Sıradağları’nın 4441 metrelik Teketor Tepesi’nde 2 Temmuz 2003 günü bir zirve tırmanışı denemiştir.
Ekip, havanın kapanması ve yağmur ihtimali üzerine, saat 16:30'da vardığı zirvede sadece bir iki dakika kalmış ve dönüşe geçmiştir.
Haldun, Alper ve Uğur yaklaşık beşer metre arayla, kayalık zeminde yürürken, arazi yapısı emniyet almayı gerektirmemiştir. Arazi, geniş setler (balkonlar) şeklinde alçaldığı için iki set arasındaki alanlar, merdiven olarak isimlendirilebilecek, daha az eğime sahip geçişlerle kat ediliyordu. Uğur, 4350 metre civarındaki setten inmeye hazırlanırken tutunduğu kaya kopmuş ve bir anda 20 metre aşağıdaki sete yuvarlanmıştır. (Uğur olayın gerçekleştiği anda fotoğraf çekmiyordu.)
Kask takmasına rağmen başından ağır yara almış ve bir sonraki sete yuvarlanmıştır. Buradan daha aşağıdaki kar kulvarına düşerek kazanın olduğu noktadan yaklaşık 150 metre aşağıya kadar sürüklenmiştir. Haldun ve Alper, Uğur’un bulunduğu noktaya ancak 45 dakika kadar sonra inebilmişlerdir. İndikleri sırada Uğur’un hayati fonksiyonları sona ermiştir.
Devamı ...
02-07-2003
Kırgızistan - Ala Arça Milli Parkı
1
-
Uğur Uluocak, Haldun Ülkenli, Alper Işın Duran’dan oluşan ekip, Ala Arça Sıradağları’nın 4441 metrelik Teketor Tepesi’nde 2 Temmuz 2003 günü bir zirve tırmanışı denemiştir.
Ekip, havanın kapanması ve yağmur ihtimali üzerine, saat 16:30'da vardığı zirvede sadece bir iki dakika kalmış ve dönüşe geçmiştir.
Haldun, Alper ve Uğur yaklaşık beşer metre arayla, kayalık zeminde yürürken, arazi yapısı emniyet almayı gerektirmemiştir. Arazi, geniş setler (balkonlar) şeklinde alçaldığı için iki set arasındaki alanlar, merdiven olarak isimlendirilebilecek, daha az eğime sahip geçişlerle kat ediliyordu. Uğur, 4350 metre civarındaki setten inmeye hazırlanırken tutunduğu kaya kopmuş ve bir anda 20 metre aşağıdaki sete yuvarlanmıştır. (Uğur olayın gerçekleştiği anda fotoğraf çekmiyordu.)
Kask takmasına rağmen başından ağır yara almış ve bir sonraki sete yuvarlanmıştır. Buradan daha aşağıdaki kar kulvarına düşerek kazanın olduğu noktadan yaklaşık 150 metre aşağıya kadar sürüklenmiştir. Haldun ve Alper, Uğur’un bulunduğu noktaya ancak 45 dakika kadar sonra inebilmişlerdir. İndikleri sırada Uğur’un hayati fonksiyonları sona ermiştir.
Devamı ...
24-02-2002
Kastamonu - Ilgaz Dağı
1
1
Ekip, klasik batı rotasını çıkmış (çok basit) ve zirve yapmıştır.
Zirvede hava bozmuş ve kuzeyden kestirme olarak inişe geçmişlerdir.
Yanlarında kask, krampon, kazma, ip dahil hiçbir teknik malzeme yoktur !
İki ayrı grup, önce beş kişilik grup, sonra iki kişilik grup düşerek kontrolsüz kaymışlardır.
Düşüş kot farkı 150m civarıdır.
Tahminen Songül COŞKUN düşme sonucu, anında hayatını kaybetmiştir. Arama kurtarma ekibine (Ertuğrul Melikoğlu liderliğinde 5 kişilik bir ekip) GSM ile haber vermişlerdir.
Songül COŞKUN’un cansız bedeni, hava muhalefeti nedeni ile üçüncü günün sonunda helikopterle indirilebilmiştir.
Yaralı olan Gökhan KOÇ ise 20 kişilik bir ekip desteği ile 22 saat’lik bir operasyon ile, sedye ile taşınarak aşağı indirilmiştir.
www.milliyet.com.tr / 27 Şubat 2002 Çarşamba
AKUT ve JAK ekibi 2 gün sonra Ilgaz’da yaşam savaşı veren dağcılara ulaştı. Ilgaz, Songül’ü aldı ama vermiyor !
AKUT ve JAK ekipleri, hayatta kalan dağcıları kurtardı. Ancak Ilgaz Dağı, Songül’ün cesedini almaya gelen helikoptere geçit vermedi. Ceset bugün de alınamazsa mecburen sedyeyle aşağı indirilecek...
Mustafa ÖZDEMİR / Seçkin KIRARSLAN / Murat KÖSE (DHA)
Ilgaz Dağı’nın 2 bin 546 metre yükseklikteki Küçük Hacettepe doruğuna tırmandıktan sonra inişe geçen ancak kayalıklardan yuvarlanıp omuriliğini zedeleyen Gökhan Koç ve onu yalnız bırakmayan dağcı arkadaşları Serdar Kılıç ve Reşat Ülger dün nihayet kurtarıldı. Üç dağcı, 13 saat süren nefes kesen bir operasyonla dağdan indirilirken; Pazar günü öğle saatlerinde 500 metrelik uçuruma yuvarlanarak ölen Songül Coşkun’un (31) cesedini almak için havalanan helikoptere Ilgaz bir türlü geçit vermedi.
SUSAYINCA KAR YEDİLER
Kalınlığı 3 metreye ulaşan kara bata çıka kaza yerine ulaşan AKUT ve Jandarma Arama Kurtarma Ekibi "JAK", Gökhan Koç’u olaydan 42.5 saat sonra Ilgaz eteklerindeki Çatören’e ulaştırdı. Sedyeyle dağdan indirilen Gökhan Koç ve yanındaki dağcılar ile kurtarma ekiplerine, önden giden askerler yol açtı. Zorlu yolculukta, ağırlık yapmasın diye yanlarına su almayan kurtarma ekipleri, buzları kırıp altındaki suyu içerek ve kar yiyerek susuzluklarını giderdi. Ekip gofret, kek, bisküvi yiyerek karnını doyurdu, enerji topladı.
İstanbul Kemer Country & Golf Club’te yiyecek içecek asistanı olarak çalışan Coşkun’un cesedi ise yürüyerek taşınması güç olduğu için helikopterle alınmak üzere kaza geçirdiği yerde bırakılmıştı. Yabani hayvanların zarar vermemesi için iyice sarılan ceset, koordinatları belirlenen bir noktaya yerleştirilmişti. Ancak dün öğle saatlerinde havanın açması üzere havalanan helikopter, tipi ve sis nedeniyle cesedi alamadan döndü. Songül’ün cesedini alabilmek için bugün bir deneme daha yapılacak.
KOÇ’UN DURUMU İYİ
AKUT ve JAK ekiplerince 13 km taşınan Gökhan Koç ise ambulansla Ilgaz Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Omuriliği zedelenen Koç, Çankırı Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Koç’un boynunu hareket ettiremediği, ancak ciddi bir sağlık sorununun bulunmadığı açıklandı. Koç’la birlikte kurtarılan Serdar Kılıç da Doruk Otel’de kendisini bekleyen ailesiyle kucaklaşırken duygu yüklü manzaralar yaşandı. Kemer Country’de Doğa Sporları Müdürü olan ve dağcılara kılavuzluk eden Kılıç, "Yaşadıklarımı ancak ben bilirim. Şimdiki hislerimi anlatamam" dedi.
‘KARDAN MAĞARA YAPTIK’
Babası Celal, annesi Ayşe, kızkardeşi Serap, eniştesi Ahmet ve 4 yaşındaki yeğeni Batuhan’a sarılarak hasret gideren Serdar Kılıç, olay günü havanın çok güzel olduğu ve Zeki Özdoğan’ın fotoğraf çektiği sırada aniden tipi ve sis bastırdığını anlatarak şunları söyledi: "Bir anda görüş mesafesi sıfıra düştü. Grup lideri olarak elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Çok zor doğa koşullarıyla mücadele ettik. Üşüdüğümüz zaman kardan mağara yaptık. İçinde ateş yakarak ısındık .
‘SERDAR PROFESYONEL’
Kemer - Yapı Turizm yetkilileri, birlikte çalıştıkları Serdar Kılıç’ın dağcılıkla profesyonel olarak ilgilendiğini, Songül’ün ise tecrübesiz olduğunu söyledi .
Devamı ...
24-02-2002
Kastamonu - Ilgaz Dağı
1
1
Ekip, klasik batı rotasını çıkmış (çok basit) ve zirve yapmıştır.
Zirvede hava bozmuş ve kuzeyden kestirme olarak inişe geçmişlerdir.
Yanlarında kask, krampon, kazma, ip dahil hiçbir teknik malzeme yoktur !
İki ayrı grup, önce beş kişilik grup, sonra iki kişilik grup düşerek kontrolsüz kaymışlardır.
Düşüş kot farkı 150m civarıdır.
Tahminen Songül COŞKUN düşme sonucu, anında hayatını kaybetmiştir. Arama kurtarma ekibine (Ertuğrul Melikoğlu liderliğinde 5 kişilik bir ekip) GSM ile haber vermişlerdir.
Songül COŞKUN’un cansız bedeni, hava muhalefeti nedeni ile üçüncü günün sonunda helikopterle indirilebilmiştir.
Yaralı olan Gökhan KOÇ ise 20 kişilik bir ekip desteği ile 22 saat’lik bir operasyon ile, sedye ile taşınarak aşağı indirilmiştir.
www.milliyet.com.tr / 27 Şubat 2002 Çarşamba
AKUT ve JAK ekibi 2 gün sonra Ilgaz’da yaşam savaşı veren dağcılara ulaştı. Ilgaz, Songül’ü aldı ama vermiyor !
AKUT ve JAK ekipleri, hayatta kalan dağcıları kurtardı. Ancak Ilgaz Dağı, Songül’ün cesedini almaya gelen helikoptere geçit vermedi. Ceset bugün de alınamazsa mecburen sedyeyle aşağı indirilecek...
Mustafa ÖZDEMİR / Seçkin KIRARSLAN / Murat KÖSE (DHA)
Ilgaz Dağı’nın 2 bin 546 metre yükseklikteki Küçük Hacettepe doruğuna tırmandıktan sonra inişe geçen ancak kayalıklardan yuvarlanıp omuriliğini zedeleyen Gökhan Koç ve onu yalnız bırakmayan dağcı arkadaşları Serdar Kılıç ve Reşat Ülger dün nihayet kurtarıldı. Üç dağcı, 13 saat süren nefes kesen bir operasyonla dağdan indirilirken; Pazar günü öğle saatlerinde 500 metrelik uçuruma yuvarlanarak ölen Songül Coşkun’un (31) cesedini almak için havalanan helikoptere Ilgaz bir türlü geçit vermedi.
SUSAYINCA KAR YEDİLER
Kalınlığı 3 metreye ulaşan kara bata çıka kaza yerine ulaşan AKUT ve Jandarma Arama Kurtarma Ekibi "JAK", Gökhan Koç’u olaydan 42.5 saat sonra Ilgaz eteklerindeki Çatören’e ulaştırdı. Sedyeyle dağdan indirilen Gökhan Koç ve yanındaki dağcılar ile kurtarma ekiplerine, önden giden askerler yol açtı. Zorlu yolculukta, ağırlık yapmasın diye yanlarına su almayan kurtarma ekipleri, buzları kırıp altındaki suyu içerek ve kar yiyerek susuzluklarını giderdi. Ekip gofret, kek, bisküvi yiyerek karnını doyurdu, enerji topladı.
İstanbul Kemer Country & Golf Club’te yiyecek içecek asistanı olarak çalışan Coşkun’un cesedi ise yürüyerek taşınması güç olduğu için helikopterle alınmak üzere kaza geçirdiği yerde bırakılmıştı. Yabani hayvanların zarar vermemesi için iyice sarılan ceset, koordinatları belirlenen bir noktaya yerleştirilmişti. Ancak dün öğle saatlerinde havanın açması üzere havalanan helikopter, tipi ve sis nedeniyle cesedi alamadan döndü. Songül’ün cesedini alabilmek için bugün bir deneme daha yapılacak.
KOÇ’UN DURUMU İYİ
AKUT ve JAK ekiplerince 13 km taşınan Gökhan Koç ise ambulansla Ilgaz Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Omuriliği zedelenen Koç, Çankırı Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Koç’un boynunu hareket ettiremediği, ancak ciddi bir sağlık sorununun bulunmadığı açıklandı. Koç’la birlikte kurtarılan Serdar Kılıç da Doruk Otel’de kendisini bekleyen ailesiyle kucaklaşırken duygu yüklü manzaralar yaşandı. Kemer Country’de Doğa Sporları Müdürü olan ve dağcılara kılavuzluk eden Kılıç, "Yaşadıklarımı ancak ben bilirim. Şimdiki hislerimi anlatamam" dedi.
‘KARDAN MAĞARA YAPTIK’
Babası Celal, annesi Ayşe, kızkardeşi Serap, eniştesi Ahmet ve 4 yaşındaki yeğeni Batuhan’a sarılarak hasret gideren Serdar Kılıç, olay günü havanın çok güzel olduğu ve Zeki Özdoğan’ın fotoğraf çektiği sırada aniden tipi ve sis bastırdığını anlatarak şunları söyledi: "Bir anda görüş mesafesi sıfıra düştü. Grup lideri olarak elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Çok zor doğa koşullarıyla mücadele ettik. Üşüdüğümüz zaman kardan mağara yaptık. İçinde ateş yakarak ısındık .
‘SERDAR PROFESYONEL’
Kemer - Yapı Turizm yetkilileri, birlikte çalıştıkları Serdar Kılıç’ın dağcılıkla profesyonel olarak ilgilendiğini, Songül’ün ise tecrübesiz olduğunu söyledi .
Devamı ...
24-02-2002
Kastamonu - Ilgaz Dağı
1
1
Ekip, klasik batı rotasını çıkmış (çok basit) ve zirve yapmıştır.
Zirvede hava bozmuş ve kuzeyden kestirme olarak inişe geçmişlerdir.
Yanlarında kask, krampon, kazma, ip dahil hiçbir teknik malzeme yoktur !
İki ayrı grup, önce beş kişilik grup, sonra iki kişilik grup düşerek kontrolsüz kaymışlardır.
Düşüş kot farkı 150m civarıdır.
Tahminen Songül COŞKUN düşme sonucu, anında hayatını kaybetmiştir. Arama kurtarma ekibine (Ertuğrul Melikoğlu liderliğinde 5 kişilik bir ekip) GSM ile haber vermişlerdir.
Songül COŞKUN’un cansız bedeni, hava muhalefeti nedeni ile üçüncü günün sonunda helikopterle indirilebilmiştir.
Yaralı olan Gökhan KOÇ ise 20 kişilik bir ekip desteği ile 22 saat’lik bir operasyon ile, sedye ile taşınarak aşağı indirilmiştir.
www.milliyet.com.tr / 27 Şubat 2002 Çarşamba
AKUT ve JAK ekibi 2 gün sonra Ilgaz’da yaşam savaşı veren dağcılara ulaştı. Ilgaz, Songül’ü aldı ama vermiyor !
AKUT ve JAK ekipleri, hayatta kalan dağcıları kurtardı. Ancak Ilgaz Dağı, Songül’ün cesedini almaya gelen helikoptere geçit vermedi. Ceset bugün de alınamazsa mecburen sedyeyle aşağı indirilecek...
Mustafa ÖZDEMİR / Seçkin KIRARSLAN / Murat KÖSE (DHA)
Ilgaz Dağı’nın 2 bin 546 metre yükseklikteki Küçük Hacettepe doruğuna tırmandıktan sonra inişe geçen ancak kayalıklardan yuvarlanıp omuriliğini zedeleyen Gökhan Koç ve onu yalnız bırakmayan dağcı arkadaşları Serdar Kılıç ve Reşat Ülger dün nihayet kurtarıldı. Üç dağcı, 13 saat süren nefes kesen bir operasyonla dağdan indirilirken; Pazar günü öğle saatlerinde 500 metrelik uçuruma yuvarlanarak ölen Songül Coşkun’un (31) cesedini almak için havalanan helikoptere Ilgaz bir türlü geçit vermedi.
SUSAYINCA KAR YEDİLER
Kalınlığı 3 metreye ulaşan kara bata çıka kaza yerine ulaşan AKUT ve Jandarma Arama Kurtarma Ekibi "JAK", Gökhan Koç’u olaydan 42.5 saat sonra Ilgaz eteklerindeki Çatören’e ulaştırdı. Sedyeyle dağdan indirilen Gökhan Koç ve yanındaki dağcılar ile kurtarma ekiplerine, önden giden askerler yol açtı. Zorlu yolculukta, ağırlık yapmasın diye yanlarına su almayan kurtarma ekipleri, buzları kırıp altındaki suyu içerek ve kar yiyerek susuzluklarını giderdi. Ekip gofret, kek, bisküvi yiyerek karnını doyurdu, enerji topladı.
İstanbul Kemer Country & Golf Club’te yiyecek içecek asistanı olarak çalışan Coşkun’un cesedi ise yürüyerek taşınması güç olduğu için helikopterle alınmak üzere kaza geçirdiği yerde bırakılmıştı. Yabani hayvanların zarar vermemesi için iyice sarılan ceset, koordinatları belirlenen bir noktaya yerleştirilmişti. Ancak dün öğle saatlerinde havanın açması üzere havalanan helikopter, tipi ve sis nedeniyle cesedi alamadan döndü. Songül’ün cesedini alabilmek için bugün bir deneme daha yapılacak.
KOÇ’UN DURUMU İYİ
AKUT ve JAK ekiplerince 13 km taşınan Gökhan Koç ise ambulansla Ilgaz Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Omuriliği zedelenen Koç, Çankırı Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Koç’un boynunu hareket ettiremediği, ancak ciddi bir sağlık sorununun bulunmadığı açıklandı. Koç’la birlikte kurtarılan Serdar Kılıç da Doruk Otel’de kendisini bekleyen ailesiyle kucaklaşırken duygu yüklü manzaralar yaşandı. Kemer Country’de Doğa Sporları Müdürü olan ve dağcılara kılavuzluk eden Kılıç, "Yaşadıklarımı ancak ben bilirim. Şimdiki hislerimi anlatamam" dedi.
‘KARDAN MAĞARA YAPTIK’
Babası Celal, annesi Ayşe, kızkardeşi Serap, eniştesi Ahmet ve 4 yaşındaki yeğeni Batuhan’a sarılarak hasret gideren Serdar Kılıç, olay günü havanın çok güzel olduğu ve Zeki Özdoğan’ın fotoğraf çektiği sırada aniden tipi ve sis bastırdığını anlatarak şunları söyledi: "Bir anda görüş mesafesi sıfıra düştü. Grup lideri olarak elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Çok zor doğa koşullarıyla mücadele ettik. Üşüdüğümüz zaman kardan mağara yaptık. İçinde ateş yakarak ısındık .
‘SERDAR PROFESYONEL’
Kemer - Yapı Turizm yetkilileri, birlikte çalıştıkları Serdar Kılıç’ın dağcılıkla profesyonel olarak ilgilendiğini, Songül’ün ise tecrübesiz olduğunu söyledi .
Devamı ...